Nil vadisinin insanları KEDİYİ, neşe ve müziğin, güzel şarkıların, kıvrak dansların temsilcisi kedi kafalı tanrıça Bastet (Bast) ile özdeşleştirdiler. Eski Mısır Tanrısı RA’nın oğludur Bastet.
Bebeklerin koruyucu tanrısıdır. O’nsuz beşik olmaz. İyilik ve güzellikle, sağlamlık ve karakterle, başı dik, sevgisi yüce çocuklar olsun diye…
Ben anne olmadım. Bile isteye hem de. Bunca “can” varken dünyada sevgi isteyen, paylaşım isteyen; bir tane de ben mi ekleseydim… Sevgimle mutlu olabilecek canlar varken dedim kendi kendime, onları yok sayıp, kendime özel bir tane mi yapmalıyım? Bilmediğim bir dünyaya yelken açacağıma, bildiğim dünya ile savaşmayı seçtim. Bildiğim dünyayı bilirsiniz sizler de; öyle sevgisiz, öyle zarar ziyan.
Olsun.
Siz varsınız, ben varım, onlar da var.
Kedi Bastet, insan bebekleri koruyordu, şimdi roller değişmeliydi diyelim belki de 🙂
Anne olmadım diye başladım ya! İşte o en büyük yanılgımdı. Ben doğurmuş milyonlarca anne kadar anneyim. Hatta benzetmemi doğru bulacak mısınız bilemedim ancak, ben “engelli bebek anneleri” kadar güçlü bir anneyim. Çünkü hiç büyümeyen bebeklerim var benim. Hiçbir zaman konuşmayacaklar bildiğimiz şekilde. Hiçbir zaman “tamam anne, ben artık kendi evime çıkıyorum” da demeyecekler. Karnım ağrıyor, başım dönüyor, seni özlüyorum, o insan bu eve gelmesin hiç sevmiyorum, canım pıtı pıtı (!) çekiyor vb de demeyecekler. Ben anlamak zorundayım ama bunları dediklerini.
Yani ki ben “anneyim”.Benim ilk göz ağrım, can yoldaşım, yol arkadaşım Ponçik’im istedi diye yazıyorum vallahi bu yazıyı. O benim ilk kedim, ilk gerçek sevenim, ilk tüy yumağım.
Neyse efendim Lokum mu ne, bir kedi varmış. Yok efendim annesi onu daha çok seviyormuş, ona “Lokum Gibi“ diye köşe yapmışmış, onun ne eksiği varmış, hatta kilo olarak bayağı bir fazlası varmış ve nasıl bir anneymişim ki ben, susmuş oturmuşum, onca okulları falaaaaan, boşa okumuşum. Muşşş…
Vayyy ki vay işte.
Ben de hemen rezil oldum çocuğuma deyip, aldım klavyeyi elime. Kıskançlık falan sanırsınız, aman ha! Sadece Ponçik istedi diye 🙂
İlk önce kendisini kısaca tarif etmemi istedi. Başlıyorum (kısa demesine takılmayacağınıza eminim)
Sarışın
Uzun ve aşırı sağlıklı tüylü
Asla şişman değil ama aşırı tombul
İyi huylu (aşırı tabii ki)
Annesine aşık (aşırısı olmaz bunun)
Özel zevkleri arasında annesini uyandırmak, annesini yürürken taciz etmek, annesinin işten gelmesini beklemek, annesi işten gelince ona göbüşünü açmak, annesi tv izliyorsa onu göremiyor diye tv’nin önüne oturmak, annesi laptopta saçma sapan bir şeyler yapıyorsa ona yardım etmek için laptop’ ın üstüne oturmak, annesi yemek yiyorsa yardım amaçlı mama kaçırmak, annesi duş alıyorsa su israfı olmasın diye yanına atlamak, annesi bir bardak su almışsa –yine yardım amaçlı- hemen o sudan burnu erişebildiğince içmek, annesi işe gidecekken çantasına girmek ve kuşlar!
Tabii ki benim oğlum tariflere sığmaz (7,5 kilo), fakat ilk yazı için bir parça fikir verebildiğimizi düşünüyorum. Ha tabii bir de gönlü olsun işte, kardeşlerini kıskanmasın. Bir anne olarak elimden geleni yapma gayreti, çocuğunu hoş tutmak gibi şeyler.
Oysa derine de ineceğiz. Bir Ponçik’le uyanmanın hoşluklarını, bir Ponçik’le yaşamak için evin bir köşesine sıkışmanın şahaneliklerini, evin gerçek sahibini kabullenmenin faydalarını… Bunları heep konuşacağız. İsterseniz elbette. Şimdilik biz yakışıklı bir fotoğrafımızla Lokum’a nanik yapıp kaçalım 🙂
Bastet yanınızda (Lokum’u ş’eetmeyin) Ponçik karşınızda olsun 🙂
Sevgiyle sarılırız ^_^
bence bir evladın verebileceği en büyük sevgiyi ve hazzı alıyorsundur ponçikten. gözlerinden öpüyorum,bi de göbüşünden 🙂
Biz de sizi sevgiyle patileriz (yumuşak yumuşak) 🙂