in

Vahşet, Katliam ve Sevgi Üzerine Bir Yazı

buyuk

Aklınız kedinizde kalmasın: Kedi kısırlaştırma hakkında merak edilen tüm detaylar için ziyaret edin.

İçinde bulunduğumuz zaman dilimi de, coğrafya da malum… Hele şu son günlerde darbe haberlerini, linç haberleri takip ederken ben hep bizim dört ayaklı patilerimizi düşündüm. Bizden tek dileklerinin mama-su-sevgi olduğunu, bunların dışında hiçbir beklentilerinin, hiçbir “B” planlarının olmadığını, hatta yemek su vermeseniz dahi sizi sevmeye devam eden o minik sevgi yumaklarımızı düşündüm sürekli.
Ve insanı düşündüm. Hani birbirlerine hakaret etmek için “hayvan” diyen insanı… O denli “insanlar”  ki, benden değilsin diye, başka bir dili nasıl konuşursun diye, aynı mabede gitmiyorsun diye, ben senden daha haklıyım diye, benim bayrağım seninkinden değerli diye, benim vatan sınırlarım seninkinden daha kutsal diye, benim kanım seninkinden daha kırmızı diye (!) birbirlerinin boğazını kesebiliyorlar. O denli  “insanlar” ki öldürdüklerini yerlerde bırakıp, akıl almaz işkencelerine devam edebiliyorlar.
Dünya denilen gezegen insanı da, ağacı da, hayvanı da, bitkiyi de bir arada barındıran, sınırlara bölünmeksizin var olmuş bir bütün değil mi?

Hangi kuş bir diğerine “böyle ötemezsin” deyip saldırmış?
Hangi aslan karnı tokken başka canlılara saldırıp, “sonra yerim” diye istiflemiş?
Hangi kedi hangi köpek ona yemek veren, onu seven ailesini, doğasını “katletmiş”?
Hangi ağaç bir diğerini “yıkmış”?
Hangi meyve ben daha lezzetliyim deyip ötekilere “kökten” saldırmış?

Hiç biri.

Doğa kendi dengesi içinde musmutlu yaşarken, o doğaya “vahşi” deyip ıslah etmek amacıyla tüm canlıların habitatlarını yok eden, birbirini bayrakla, dinle, sınırla, orijinle sevip sevmeme kararı alan tek canlı insandır.

Sevgi doğanın tek gereksinimidir, bunu asla unutmamalı. İnsan ise kendini doğadan üstün görerek en büyük günahını işler. “Doğayı yok ediyoruz” lafı kadar saçma bir şey de olamaz bu arada! Elbette ki doğa kendi düzenini koruyacak ve o insanı yok edecektir! Verdiğimiz zarar hayvana, bitkiye değil, kendimizedir. İnsanoğlunun bunu anlaması için çok geç olduğunu düşünüyorum ve tüm gücümle, zarar vermemek için dişlerimi sıka sıka evdeki kedime, sokaktaki kedi ve köpeklerime sarılıyorum. Yaşam enerjimi sadece onlardan alabiliyorum ben artık. Bunca kötülüğün içinde masum kalabilmiş tek varlık onlar.

Hemen gidin, sarılın bir kediciğe. Bir sokak köpeğini besleyin. Oynayın onlarla. Beş dakikada sevginizin karşılığını alın! Yoksa etrafımızı çepeçevre saran bu sevgisizlikle yaşayamazsınız dostlar.

Tüm hayvan ve doğa dostlarımı saygıyla ve sevgiyle kucaklarım. Sizleri de çok ama çok seviyorum, inanın.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Karşıyaka Belediyesi’nden ‘Hayvan Dostu’ Tesisler Projesi

Dinozorlar Filmlerde İzlediklerimizden Farklı Görünüyor