in

Tüm Dünyada Zoonoz Hastalıklar Konusunda Tek Yetkili Meslek Veteriner Hekimliktir!

Türkiye’de ve dünyada test sayılarının artışı sonrası corona virüsü ile enfekte olan insanların sayısı da sürekli artıyor. Türkiye’de de yapılan toplam test sayısı 410 bin 556 olarak açılandı. Türkiye’de pozitif hasta sayısı ise 61 bin 49. Dünyada, Almanya ve Çin gibi ülkelerde Covid-19 ile mücadele veteriner hekimlerin öncülüğünde ilerliyor. Peki Türkiye’de veteriner hekimler sürecin neresinde?

Belediye Veteriner Hekimler Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Veteriner Hekim Sinan Okçuoğlu ile Veteriner hekimlerin dünyayı etkisi altına alan Covid-19 mücadelesindeki önemini ve tek tip sağlık” konusunu konuştuk. Veteriner Hekim Sinan Okçuoğlu, www.ajanimo.com’a önemli açıklamalarda bulundu.

Aklınız kedinizde kalmasın: Kedi kısırlaştırma hakkında merak edilen tüm detaylar için ziyaret edin.

Bildiğimiz gibi hastalığın yayıldığı Çin başta olmak üzere, Almanya, ABD ve Fransa gibi ülkelerin virüsü önleme ve aşı üretim merkezlerinin başında, bilim kurullarında veteriner hekimler görev alıyor.

Türkiye’de bu anlamda nasıl bir yol haritası izliyor? Veteriner Hekimler görev alıyor mu, almıyorsa neden almıyor?

Ülkemizde salgın ile ilgili olarak, Sağlık Bakanlığı bünyesinde “Bilim Kurulu” oluşturulacağı bilgisini aldığımızda çok olumlu karşıladık. Olması gereken yapılıyor diye düşündük. Tüm dünyada zoonozlar konusunda tek yetkili meslek Veteriner Hekimliktir. Bizler ülkemizde de böyle olduğunu zannediyorduk. Ancak ülkemizde tüm dünyanın tersine, sadece beşeri hekimlerden oluşan, çoğunluğu enfeksiyon hastalıkları uzmanı olan bilim insanların olduğu, bir “Bilim Kurulu” oluşturulduğunu görünce üzüldük. Dünyanın gelişmiş ülkelerinde Çin (Veteriner Hekim George Gao ), Almanya (Berlin Veteriner Fakültesi Profesörlerinden Lathor Wieler ), ABD (veteriner Hekim Gary Whittaker) ve Belçika (Prof. Dr. Stevan Van Gucht) gibi, salgın önleme birimlerinin başında veteriner hekimlerin olduğunu göre göre, bizim ülkemizin bilim kurulunda bir tane bile veteriner hekim unvanına sahip bilim insanının olmaması; etkin bir salgın yönetim politikasından uzak olduğumuzu gösterdi. Nitekim geldiğimiz noktada bu yetersizlik; dünyada nüfus sıralamasında 18. sırada olan ülkemizin, “en son salgına yakalanan ülke” olmamıza rağmen, hasta sayısı sıralamasında 9. sıraya oturmasının nedenini de açıklamaktadır.

“Virolog yetiştiren yegâne kurumlar Veteriner Fakülteleridir”

Salgın ile mücadele edebilmek için önce etkeni, yani virüsü tanımanız gerekir. Bir insan hakkında ne kadar çok yayın okursanız okuyun, o kişiyi gerçekte tanıyamayacağınız gibi, Coronavirüs hakkında da literatür okuyarak, o virüsü tanımanız söz konusu olmaz. Tanımak için önce “Virolog” olmanız gerekir. Virolog kimdir, nasıl yetişir? Üniversitelerin Viroloji Anabilim Dalı’nda en az “Doktora” düzeyinde akademik kariyer sahibi olabilecek eğitimi almış olmanız gerekmektedir. Ülkemizde Viroloji Anabilim Dalları (ABD) sadece Veteriner Fakültelerinde olup, 5 yıllık eğitim müfredatı içerisinde ağırlıklı bir yere sahiptir. Hiçbir tıp fakültemizde Viroloji Anabilim Dalı yoktur. Dolayısıyla Virolog yetiştiren yegâne kurumlar Veteriner Fakülteleridir. Bu unvana sahip kişi virüsler konusunda diploma tasdikli uzman demektir. Bir beşeri hekim “Virolog” unvanı almak istiyorsa Veteriner Fakültesi Viroloji ABD’na giderek, doktora düzeyinde eğitim almak zorundadır. Beşeri hekimlere bile Virolog unvanını veren hocalar veteriner hekimken, bilim kurulunda veteriner hekim bulunmamasının tek bir anlamı olabilir ; Yönetimsel zaaf.

“Sadece hastanelere gelecek yükü azaltmak diye amaçlanan bir salgın yönetimi çökmeye mahkum bir stratejidir”

Bilim kurulu oluştu. Katılan bilim insanları içinde Virolog uzman olmadığı görüldü. Veteriner hekimler hayatları boyunca bu etkenle sürekli çalıştıkları için veryansın ettiler. Bakanlık etrafına bakındı ve coronavirüs uzmanı Virolog Veteriner Hekim Prof Dr Mustafa Hasöksüz’ ü bilim kuruluna davet ederek bu eksiği gidermeye çalıştı. Zararın neresinden dönerseniz kardır, ancak yeterli değildir. Bir salgın yönetilirken, hatta salgın ülkenize girmeden önce bazı planlarınızı yapmanız ve somut hedefler belirlemeniz gerekir. Aşı, ilaç çalışmaları nerede yapılacak? Virüs izolasyonları konusunda kimler daha beceriklidir? Salgında stratejik öncelikli bölgelerimiz nerelerdir? Ülke çapında salgınlar konusunda en çok mücadele verenler kimlerdir? Gibi birçok sorunun cevaplarını da biliyor olmanız gerekir. Sadece hastanelere gelecek yükü azaltmak diye amaçlanan bir salgın yönetimi çökmeye mahkûm bir stratejidir. Ve çökmüştür. Çünkü ülke çapında salgınlarla en çok mücadele eden, bu mücadelesi ile Sağlık Bakanlığı personellerinden önce yıpranma payını hak eden (ancak bir gecede bu hakkı elinden alınan) Veteriner hekimleri görmezden gelmişsinizdir. Bu tecrübeler atlandığı için etkili bir plan ve stratejiniz olmamıştır. Buna rağmen salgınla ilgili aşı ve ilaç çalışmaları yapmak için gerekli olan virüs izolasyonu konusunda Veteriner Hekimler ülkenin yardımına koşmuştur. Kimse onları bilim kurullarına çağırmamışken, önce Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesinden Virolog Prof Dr Aykut Özkul, ardından Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesinde Virolog Veteriner Hekim Aykut Özdarendeli virüs izolasyonunu yaparak en büyük katkıyı sunmuştur. Ne acıdır ki; 2008 yılına kadar salgınlarla mücadele ettiği kanunlarla tasdik edilmiş bu başarılı insanlar sağlık sınıfından dışlanmış ve özlük hakları ellerinden alınmıştır. Fiili hizmet zammı hakkı reva görülmemiştir.

Yapılacak şey çok basittir ve ülkemiz bu basit noktayı görmemek için elinden geleni yapmıştır. Etrafınıza bakmak ve kimler görev almış incelemek. Kime bakacaksınız? Çin, ABD, Belçika ve Almanya. Sormazlar mı insana bu adamlar neden veteriner hekimler ile çalışıyorken siz hiç dikkate almadınız? Kim bilir belki soran olur.

Veteriner hekim Sinan Okçuoğlu ve ekibi

Hastalığın yayıldığı ve daha sonra kontrol altına alındığını açıklayan Çin’de Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi Müdürünün bir veteriner hekim olmasından da yola çıkarak bu pandemiyle ilgili tekrar “tek tip sağlık” yaklaşımı tekrar gündeme geldi. Sizin bu konudaki düşünceleriniz nelerdir?

“Dünyada “sağlık” adı altında finansal bir sektör oluşturuldu”

Ülkemizde; tüm dünyanın tersine farklı bir sağlık anlayışı benimsendi. Tedavi edici sağlık. Neden? Çünkü her şeyin ticarete döküldüğü dünyada “sağlık” adı altında finansal bir sektör oluşturuldu. Oysa dünyada en son yan yana gelmesi gereken iki kavram “para” ve “sağlık” olması gerekmez mi? Tedavi edici sağlık demek ilaç, tıbbi cihaz, teşhis kitiyle birlikte ekipmanları ve her şeyden önce hasta yatağı ile hizmet satmak demektir. Bütün bunların hepsi para ve kar ilişkisi içinde “Hasta sayısı” ile doğru orantılıdır. Bu orantı için size; tedavi edecek bilgi ve tecrübeyi kazanması gereken bir kalifiye işgücü gereklidir. Ülkemde tıp konusunda gelişmişlik tamamen bu stratejinin bir parçasıdır. Oysa tüm dünya bu stratejinin; firmalara ve şirketlere çok para kazandırdığını kabul etmekle birlikte, sürdürülebilir olmadığını da görmüştür. Biz hala göremedik. Koruyucu hekimlik uygulamaları ucuz ve güvenlidir. Devletlerin üstündeki sağlık giderlerini düşürme açısından en güvenilir ve sürdürülebilir yöntemdir. Bunu başaramayan ülkelerde hastalıklar sayısal olarak artmaya, giderler ise karşılanamaz hale gelmeye başlamıştır. Koruyucu hekimlik hastalıkların olmadan önce önlemlerini almaya, hastalık odaklarını kaynağında izole ederek zararsız hale getirmeye, hastalık etkenleri açısından daha çok araştırma yapmaya dayalıdır. Toplumun sağlıklı olması için “ Sağlıklı Çevre, Sağlıklı Hayvan, Sağlıklı Gıda, Sağlıklı İnsan,“ kavramlarının oturması gerekmemektedir. Bu konsepte veteriner hekimler sağlıklı hayvan, sağlıklı gıda ve sağlıklı çevre konusunda tam yetkili, hem de etkili meslek mensuplarıdır. Bunun dışında temel hekimlik bilimlerinde engin bir tecrübeye sahiptir. Ancak ülkemizde bu nokta hep atlanmaktadır. Etkili ve bağımsız bir veteriner hekim teşkilatı önleyici hekimlik uygulamalarında başarı kazandığı ölçüde beşeri hekimlerin üzerindeki yük misliyle azalmaktadır. Bu daha az ekipman, daha az hasta yatağı, daha az ilaç ve tabi ki şirketlere de daha az kar demektir. Kısacı Veteriner hekimlik mesleği insanda hastalık oluşturan 1400 den fazla hastalık etkeninin, % 60’ından fazlasıyla ilgilenirler. Bu ilgi alanları içerisinde başarılı olduğu oranda insanlarımız daha sağlıklı olur. Ülkemiz bu gerçeği görmek zorundadır. Veteriner hekimliği kenara iten, sağlık sınıfından dışlayan, eğitim kalitesini düşüren, ülke çapında teşkilat yapısını bozan bir politikadan vaz geçerek, gerçek anlamda işlevsel hale getirmesi gerekmektedir. Aksi takdirde; sağlık giderleri gittikçe artacak, muayene katkı payı, ilaç katkı payı gibi birçok ekstra paylar aracılığı ile ülkem insanının sırtına yük binmesine sebep olunacaktır.

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İçişleri Bakanlığı’na Sokak Hayvanları İçin Teşekkür!

Kaplumbağasını Gezdiren Kadına Para Cezası