in

Kuru Mama Endüstrisi ve ‘Alternatif’ Doğrular

Endüstriyel bir üründen bahsediyorsak, kar-zarar ilişkisi içinde olduğu da söylenebilir. Kuru mamanın zincirde ağır bastığı evcil hayvan beslenmesi de elbette hayvanın değil hayvandan elde edilen karın etkisindedir. Ancak gittikçe büyüyen bir sektör olması için kısa vadede hayvan sağlığıyla ilgili çıkarlar da şirketler tarafından desteklenmelidir. Ancak uzun vadede evcil hayvanların geçirdiği kronik hastalıklar artmaktadır, şirketler ise bu sorunlarda üstlerine düşen payı reddetmektedirler ve piyasaya sürdükleri yeni ‘özel’ ürünlerle yeniden meşrulaşmaktadırlar. Önce hayvanların böbreklerini kurutulur, daha sonra renal sistem mamaları piyasaya sürülür, bağırsak florası kuru mamanın form ve içeriğinden dolayı erir, probiyotik satılmaya başlanır, sözde içeriğine laboratuvar koşullarında her türlü vitamin ve mineral gibi maddelerin katıldığı söylenir, ancak bir yandan da hayvanlarda bağışıklık sistemi sorunları ile vitamin eksiklikleri ortaya çıkmaya devam eder, bunlar için de sentetik multivitaminler devreye girer. Pek çok örnek verilebilir. Veteriner hekimler ise mamaların içerdiği besin listesini gösterirler ve laboratuvar koşullarında üretilmiş bu ‘ideal’ mamalarla aynı içeriğin ev koşullarında yapılamayacağı veya kuru mama formundan çıkılarak elde edilemeyeceğini ileri sürerler.

Aklınız kedinizde kalmasın: Kedi kısırlaştırma hakkında merak edilen tüm detaylar için ziyaret edin.

Konserve mamalar da içerdiği nem oranı sebebiyle çoğu ‘idealist’ veteriner hekim tarafından kötünün iyisi olarak görülse de, nişasta küplerinden oluşan bu konserve mamaların da kuru mamalar kadar tam ve dengeli hazırlanmadığı konusunda düşünceler olduğundan ‘haftada 1 kez’ denen genel öneri dışında tercih edilmemektedir. Aslında nem oranı dışında gerçekten de bir faydaları olmadığı açık, şeker-nişasta-karbonhidrat dönüşümünün ağır basması buna neden olur. Tahılsız satılan ürünlerde de farklı komplikasyon riskleri vardır. Isıl işlem görmüş proteinden, organlar yeteri kadar verim alamaz ve bağışıklık etkilenir.

Ayrıca evcil hayvanların, genel olarak bahsedersek tam karnivor kedilerle omnivor köpeklerin çiğnemeye gereksinimleri bulunur. Ağız içi çoğu evcil hayvanda hastalıkların nedeni ve semptomu olabilir. Bu sebeple çiğneme sadece çiğneme demek değildir. Bu türden pek çok faktör için gerçek yiyeceklerin doğası yabana atılmamalıdır. National Research Council tarafından yapılan bu küçük kitapçıkta kedilerin besinsel ihtiyaçları verilmiştir. Yine burada da sektörü denetleyen The European Pet Food Industry’nin tüm hayvanları kapsayan açıklamalarının türkçe olarak açıklanmış versiyonunu bulabilirsiniz. Kitapçıkta tablolarda sunulan hiçbir madde, tarife bulunup ‘ekstra’ eklenmesi gereken maddeler değiller. Hepsi, zaten yiyeceklerin yapısöküme uğrayarak yapılarının analiz edilerek her bileşime ayrı isimler konulmasından oluşur.

Biz neden gerçek yiyeceklerden bu bileşimleri çoktan edinmek yerine, bir boşluğa bu maddeleri yığarak yok hükmünde bir mama ürününe güvenelim? Yani, bir kaba a vitamini, b vitamini, niasin katıp nişasta ve fabrika atığı et tozunu birleştirerek ‘tam’ bir mama yapmış olursunuz, yoksa bu maddeleri ve fazlasını zaten içeren ciğer, taze et, kemik gibi gerçek yiyecekleri aynı kaba koyarak yemeyi mi tercih edersiniz? Elbette hayvanların her şekilde dengeli beslenmeye ihtiyaçları var, her canlı gibi. Bu sebeple gerçek yiyeceklerle beslenirken de dikkat edilmesi gereken pek çok ölçek ve yol bulunmaktadır. Örneğin ısıl işlem görmüş kemiklerin maddeleri değişmektedir, yani pişmiş kemikler sindirim sistemine zarar vermektedir. Kemiklerin dondurularak parazitlerinin elimine edilmesi (çiğ besinler için en az 3 gün olmakla birlikte ortalama 1-3 hafta arası) ve çözüldükten sonra çiğ olarak hayvanın faydalanması gerekir. Çiğ beslenmede çoğu zaman parazit korkusu vardır. Gerçekten de bu parazitler çok tehlikeli olabilirler. Ancak hayvansal malzemeler doğru yerden, yani insanlar için üretilen kontrollü ve bakanlık onaylı kaynaktan alındığında ve doğru dondurma süreci yapıldığında parazitler elimine edilmektedir. Örneğin benim kedim uzun zamandır çiğ beslenmesine rağmen düzenli olarak yaptırdığım gaita (dışkı) testinde hiçbir toksoplazmaya rastlanmamıştır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Afyonkarahisar’ın Sokak Hayvanlarına Yunus Timleri Sahip Çıktı

Koronavirüsle Mücadele Eden Ülkelerde Sokak Hayvanlarına Sahip Çıkan Kahramanlar