in

“Köpeklerin Sevgisi Radikaldir, İnsanları Çıkarsız Severler”

Türkiye, uzun yıllar sonra Millet İttifakı’nın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu ile sevgi dozu radikal, temposu çok yüksek bir seçim yaşadı. 31 Mart yerel seçimleri sonucunda İstanbul’un yeni Belediye Başkanı olarak seçilen ancak 18 gün sonra  Yüksek Seçim Kurulu’nun karar ile mazbatası elinden alınan Ekrem İmamoğlu, mazbatanın geri alındığı gün yaptığı tarihi konuşmasıyla büyük bir coşku yarattı. Dünyaya da demokrasiden asla vazgeçmeyeceğimiz mesajını verdi. Kravatını çıkarıp gömleğinin kollarını sıvadıktan sonra söylediği “Yolumuz uzun, heyecanımız yüksek, gençliğimiz var. Biz adalete susamış, demokrasiye inancı tam, türk gençliğiyiz. Ve de asla vazgeçmeyeceğiz” sözleri hayal kırıklığı  yaşayan seçmeni yeniden ayağa kaldırdı. İlk kampanyasında “Mart’ın sonu bahar” diyen  Ekrem İmamaoğlu yenilenen seçimde “Her şey çok güzel olacak” dedi.

Aklınız kedinizde kalmasın: Kedi kısırlaştırma hakkında merak edilen tüm detaylar için ziyaret edin.

 

İkinci kez çok daha büyük bir farkla İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Ekrem İmamoğlu‘nun zaferi dünya basınında da yankı uyandırdı. Alman Augsburger Allgemeine gazetesi Ekrem İmamoğlu’nun 23 Haziran gecesi yaptığı konuşmayı ve genel iletişimini “radikal sevgi” olarak tanımladı. CHP’nin Türkiye geneli yerel seçim kampanyasını yöneten Ateş İlyas Başsoy ile İmamoğlu’nun zaferini konuşan gazete, radikal sevgi pozu istedi. İlyas Başsoy, radikal sevgi pozu olarak bir köpekle olan fotoğrafını gönderdi.  “Köpekler insanları yemek verdiği için, ev verdiği için sevmez. Bunlar hiç olmasa da sevgiye devam ederler” diyen İlyas Başsoy ile radikal sevgi pozunu ve Türkiye’nin en önemli konularından biri olana hayvanlar üzerine konuştuk. Ortaya çok keyifli bir söyleşi çıktı.

 

Alman gazetecilere verdiğiniz röportajda sizden ‘radikal sevgi’ temalı fotoğraf istendiğinde bir köpekle olan fotoğrafınızı gönderdiniz. Sizin için ‘radikal sevginin’ tanımı nedir? Radikal sevgi pozu  denildiğinde,  köpekle olan pozu  paylaşmaya götüren duygunuz neydi?


“Arzu”ya sevgi diyoruz. Çıkar üzerine kurgulu hislere sevgi diyoruz. Sevginin kökenine inince gerçek sevginin bu “kapitalist sevgi”den apayrı bir şey olduğu görülür. Radikal sevgiyi tüketme sevgisi ile karıştırmamak gerek. Köpekler insanları yemek verdiği için, ev verdiği için sevmez. Bunlar hiç olmasa da sevgiye devam ederler. Radikal sevgiyi anlatmanın en güzel görseli böyle bir poz olabilirdi.

 

Köpek sizin köpeğiniz mi?

Fotoğraftaki köpek bir arkadaşımın. Arkadaşlarımın kedi ve köpeklerini de adlarıyla anmayı severim. Bobican, Duman, Bobo, Koki, Potuk, Mecnun… Benim Bıcır’ım (tam adıyla Bıcır Keyfigıcır) 18 yıllık bir dostluktan sonra bir sevgililer günü sabahında aramızdan ayrıldı.

 

Hayvanlarla birlikte yaşamak İlyas Başsoy’a neler kattı?

Hayvanlarla birlikte yaşamak bana doğanın bir parçası olduğumu öğretti. Doğanın efendisi değil, parçasıyız. Ve bu “efendi” olmaktan daha gurur verici.

 

‘Evcil hayvanlar oyuncak değil’

İlyas Başsoy’un evcil hayvanlarla  nasıl bir ilişkisi var? Sahiplenilmesi, satın alınması ve sokağımızda  birlikte yaşanmasına dair düşüncelerini öğrenebilir miyiz?


Herkesin kedileri ve köpekleri olmalı. Toys R Us markasında göndermeyle Toys Aren’t Us diye bir reklam yapılmıştı. Evcil hayvanlar oyuncak değil. Alıp oynayıp bir kenara atamazsınız. Bu sorumluluk yoksa evcil hayvan edinmeyin daha iyi.

‘Kötülük, iyiliğin bittiği yerde başlar’

Bu toplumun, kendinden olmayanla ilgili ciddi bir meselesi var. Aynı durum hayvanlarla olan ilişkisinde de söz konusu. Sizce, neden hayvanlarla barışık bir toplum değiliz? Köylüsü de aynı kentlisi de, okuyanı da aynı cahili de…

Gerçek mi değil mi bilmiyorum ama Peygamber’in yaptığı rivayet edilen güzel bir davranış var. Giysisi üzerinde uyuyan kediyi uyandırmamak için giysisini kesmiş. Biz genel olarak merhametli ve hayvansever bir toplumuz. Kötülük, iyiliğin bittiği yerde başlar. İyiler daha örgütlü olmak zorunda.

 

‘Sokak hayvanları için belediyeleri çalıştırmalıyız’

Bu yerel seçimler, pek çok açıdan ilkleri içinde barındıran bir seçim oldu. Sadece bir yerel yönetim için aday seçmedik aynı zamanda bir demokrasi mücadelesine dönüştü.  Hayvanlar açısından da, Türkiye siyasi tarihinde ilk kez, bir şehrin sokak hayvanları da belediye başkan adaylarının seçilmesi halinde sunacağı hizmetleri anlattığı proje dosyasındaki yerini aldı.  Bu değişim nasıl gerçekleşti?


Burada CHPliler çok duyarlı, AKPliler duyarsız filan demek istemem. Pek çok AKP belediyesi de hayvanların konforu için inanılmaz yatırımlar yaptı. CHPli büyük şehirler sözlerinin arkasında duracaktır. Önümüzdeki yıllarda daha medeni uygulamalar olacağını düşünüyorum. Tabi hayvanseverler konunun peşini asla bırakmamalı.

 

Sokak hayvanlarının kaderi “Yeni Bir Başlangıç” yapan CHP Belediye Başkanları ile birlikte değişecek mi? Bizim semtin patileri ile BİRlikte yaşamayı mı öğreneceğiz yoksa onları “ÖTEKİLEŞTİREREK” insandan uzaklaştıracak modelleri  “ÇÖZÜM” olarak mı göreceğiz?


Artık belediye meclisleri bile naklen yayınlanıyor. Konunun takipçisi olmalıyız. Belediyeleri sıkıştırmalıyız. Ağlamayan bebeğe mama verilmez. Her şey ancak katılım, şeffaflık ve mücadeleyle güzel olur.

Sizin, sokak hayvanları konusuyla ilgili düşünceleriniz ve onlara yönelik çözüm önerileriniz öğrenebilir miyiz?


Sokağa su bırakmak vs güzel ama palyatif çözümler. Sokak hayvanları instagramda like almak için kullanılacak objeler değil. Onları seviyorsak da radikal biçimde sevmeliyiz. Yani kendimizi hoşnut etmek, “ne kadar iyi insanım” görüntüsü yaymak için değil; milyonlarca canlının yaşam konforunu sürdürülebilir bir sistemle korumak için.

Bilgi akışı herhangi bir köpeğe mama vermekten daha yararlıdır. Belediye imkanlarını kullanarak kentin sokak hayvanı envanterini çıkartmaya, barınaklara kamera konulmasını sağlamaya çalışmalıyız. Bu konuda belediyelere baskı yapmalıyız.

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Flamingoların Gölü Akgöl Kurudu

Gökyüzünden Gözleri Kanayan ve Çığlık Atan Kuşlar Yağdı