Eğitim Şart!

Kedi ve köpekler tamamen farklı karakterde canlılar olmakla birlikte, beraber yaşama ve sorumluluk alma açısından; köpeklerin kedilere oranla biraz daha zahmetli olduğunu söyleyebiliriz. Onların bizden beklediği iki önemli unsur vardır: Birincisi gıda, ikincisi ise ilgi ve sevgidir.

Kedilerin mamasını, suyunu önünden eksik etmeyip tuvaletini de düzenli temizlediğiniz sürece, dünyada onlardan iyisi yoktur. Kedilere verilen tek bir eğitim vardır, o da yaklaşık 10 saniye sürer. Kedinizi kucağınıza alıp, onun tuvalet ihtiyacını gidermesi için hazırladığınız kum kabına bırakmak ancak bu kadar bir süre alır. Peki kedilerin sokağa bırakılma sebepleri nelerdir? Eve yavru olarak gelen kediler altı-yedi aylık döneme kadar sorunsuzdur. Bu dönemde tek problem, diş değiştirme dönemidir. Bu periyotta diş etlerinde ağrı ve kaşıntı olduğundan dolayı ısırma ihtiyacı duyarlar ve kendilerine göre uygun olduğunu düşündükleri nesneleri ısırır ve kemirirler. Erişkinlik döneminin başlaması ile birlikte hormonel dengeler değişir ve kendilerini seksüel döngünün bir parçası olarak görürler. Bunu da evin çeşitli yerlerine idrarlarını yaparak kanıtlamaya çalışırlar. Bu bazıları için sonun başlangıcı olmuyor maalesef. Biz her ne kadar hasta sahiplerimizi sağlık, genel bakım ve eğitim anlamında bilgilendirsek de böyle bir durumda olayın çözümünün olmadığını düşünüp kediyi evden gönderme kararı alan ciddi bir kesim bulunmaktadır. Oysa kısırlaştırılan hayvanların yüzde 95’inde bu davranış tekrar görülmemektedir.

Köpeklerde ise durum tamamen farklıdır. Kediler söyleneni anlar ama umursamaz davranışlarda bulunurlar genelde. Köpekler ise anlar ve uygulamaya çalışırlar. Aralarındaki farklılıkların bir kısmı buna dayanmaktadır. Köpekler, hayatı sahipleri ile sosyalleşerek yaşamayı tercih ederler. Kedilerin kararlılık ve umursamazlıklarını köpeklerde genellikle görmeyiz.

Peki köpeklerde evden gönderilme sebepleri nelerdir? Yine yavru olarak eve gelen köpeklerde de diş değiştirme döneminde ısırma ve kemirme problemleri göze çarpar. Bu geçici bir süreçtir ve kalıcı dişlerin tamamen çıkması ile sonra erecektir. Bir diğer problem ise tüy dökülmesidir. Bu sıkıntıyı tamamen bitirmeniz mümkün değildir ancak; kaliteli besleme ve tarama ile ciddi oranda azaltabilirsiniz. Bir başka sorun ise havlamadır. Bu olay onların tamamen içgüdüsel olarak yaptıkları bir şeydir. Unutmayın ki her havlamada mutlaka bir mesaj vardır size veya çevreye. Bu mesajları anladığınız sürece havlama probleminizi de ortadan kaldırabilirsiniz.

Gelelim en büyük probleme ve yapılan hataya. Daha yeni yürümeye, konuşmaya başlayan çocuklarının sosyalleşmesini isteyen aileler sanki bir oyuncak bebek ya da araba gibi gördükleri bir köpeğin hayatını satın alırlar. Ama onu aile yaşantıları içerisinde nereye yerleştireceklerini o anda düşünmezler veya düşünmek istemezler. Ne zaman; köpekleri metabolik bir atık olan idrar veya dışkısını eve yaparsa işte o an çocuğun sosyalleşmesi falan unutulur. Çünkü halılar kirlenmiştir veya sehpanın ayağına kaka bulaşmıştır! Oysa biz insanlar da idrarımızı veya dışkımızı tuvalete yapacağımızı bilmeden doğuyoruz. Önce konuşmayı ve yürümeyi öğreniyoruz. Sonra da tuvalete gitmeyi ve ihtiyacımızı orada gidermeyi. Yani bir anlamda ihtiyaçlarımızı doğru şekilde gidermeyi eğitim ile öğreniyoruz. Peki onlara neden eğitim vermeyi tercih etmiyoruz? Eğitim bu kadar kısa anlatılacak bir olay değil tabii ki. Bu anlamda dostlarınızın doktorlarından yani biz veteriner hekimlerinden mutlaka eğitimle alakalı gerekli bilgileri alınız.

Unutmayalım ki; düşünen her canlı eğitimle istenilen seviyeye getirilebilir.
Yeter ki siz isteyin…

Sevgiler.