Editör
Bir insan ailesi tarafında Vegan- Vejetaryen yetiştirilmediyse hayata et obur olarak başlatılır ve sonraki yıllarda bu kararı alabilir. Hatta bir zamalar avcı olup şimdi kendini hayvanlara adayan bir örenekle de tanıştırmıştık sizleri.
Avlayacağı Dağ Keçisinin Gözyaşını Gördü, Avcılığı Bıraktı, Hayatını Doğaya Adadı
Ancak Miriam Lancewood isimli kadının hikayesi ise bunun tam tersi.
Hürriyet’ten Serkan Ocak’ın haberine göre:
Miriam Lancewood-Peter Raine çifti, tam sekiz yıldır teknolojiden, takvimden hatta saatten uzak yaşıyor. Beden eğitimi öğretmeni Miriam (34) Hollandalı, akademisyen Peter (64) ise Yeni Zelandalı. Yedi yıl boyunca Yeni Zelanda Alpleri’nde, vahşi doğanın içinde avlanarak yaşadılar, sonra Avrupa’da bin kilometrelik bir yürüyüşe çıktılar. Şimdi de Türkiye’deler.
Çift, dağlarda yaşamaya karar verdikten sonra vahşi doğada nasıl hayatta kalınacağını öğrendi. Miriam’ın çocukluk kahramanı Robin Hood’du. Onun gibi olmak istiyordu. Bu yüzden ok ve yay kullanmayı öğrendi. Vejetaryen olarak büyüyen kadın için ilk av çok zor geçti: “2010’da bir Avustralya keseli sıçanını (opossum) öldürdüm. Küçük bir hayvandı, tuzakla yakalamıştım. Bulduğumda hâlâ hayattaydı. Kestim, derisini yüzdüm. Ama her şey ters gitti. Onun için çok üzüldüm ve çok ağladım. Bir daha da yapmak istemedim.”
Miriam avcıydı, Peter ise aşçı. İlk vurdukları keseli sıçandan çok güzel bir yemek yaptı. Soğuk eksi 12-15 derecelerdeydi. Et yediklerinde ilk defa ısındıklarını fark ettiler. Ve ondan sonra sürekli avlanmaya başladılar. Miriam bir süre ok ve yayla avlandıktan sonra, hayvanlar acı çektiği için silah kullanmaya başlamış.
