Aklınız kedinizde kalmasın: Kedi kısırlaştırma hakkında merak edilen tüm detaylar için ziyaret edin.
Sokaklarda yaşayan hayvanları sokaklardan yok etmek ve sokaklarında hayvan olmayan bir memleket yaratmak istiyorlar ya hani.
Hani biz de hayvanlar sokaklardan toplanmasın ama sersefil de yaşamasınlar, evlerimize almasak da sokaklarımızda bakıp besleyebildiğimiz, koruyabildiğimiz hayvanlarımız olsun diyoruz. Onlarla birlikte yaşayabilelim istiyoruz.
Onlar sokaktakileri toplamak isterlerken ve bizler de vermek istemezken, sokaklarda esas toplanması gereken başka hayvanlar olduğunu hatırlatmak istedim naçizane.
Burada kullandığım hayvan kelimesi doğada yaşayan hayvanları değil de, insanca davranmayı benimseyemeyenleri ifade eden bir kelime tabii ki.
Yoksa yaratanın hayvana verdiği içgüdü, akıl ve hissiyatın derecesine edecek lâfımız yok. Lâkin insan olmalarından dolayı kendilerine bahşedilen hasletleri kullanmaya kıyamayanlara söyleyecek lâfımız da çok.
En basitinden, sokakları kül tablası ya da çöp kutusu zannedenlere mesela.
Son derece havalı arabası ile evimizin önünde kız arkadaşını beklerken, arabasının küllüğünü yerinden çıkartıp, arabasının kapısını açıp, iki adım ötedeki çöp kutusuna gitmeye lüzum görmeyerek, küllüğü oracığa, yere boca ediveren yakışıklı ve genç hayvana mesela. Ve niçin böyle bir şey yaptığını sorduğumda da yüzünde sahte bir şirinlikle olaydan sıyrılabileceğini zanneden, yakışıklılığının arkasına sığınan, sırtına altın semer vurulmuş bir hayvana yani…
Trafikte slalomlar yaparak, emniyet şeridini kullanarak, makaslar atarak, onu bunu sıkıştırarak, ambulansa dahi yol vermeyerek, altı üstü iki araba öne geçmeyi kâr zannederek araç kullanan hayvanlara mesela.
Toplu taşıma araçlarında seslerini ve davranışlarını kontrol edemeyen saygıdan bihaber hayvanlara mesela.
Gördükleri her kızı kafesleme derdine düşen, bütün kadınları aynı kefeye koyan, kadın eşittir seks algısından öteye geçemeyen, sevgiden ve saygıdan bihaber hayvanlara mesela.
Herhangi bir kuyrukta araya kaynak yapmayı alışkanlık haline getirmiş, herkesi itip kakan, halden anlamayan, söz dinlemeyen, kaba saba davranmayı maçoluk zanneden hayvanlara mesela.
Evinin çöplerini çöp alma vaktinden önce kapısının önüne çıkartan, çöplerden sızan suların ve kokunun yarattığı nahoşluğa aldırmayan, kendisine yapılan uyarıları kale almayan, velev ki çöpünü kapıya çıkartmadıysa da camdan aşağıya, sokaktaki çöplerin arasına fırlatan hayvanlara mesela.
Alt katta, üst katta, sağda solda sanki hiç kimse yaşamıyormuş gibi davranarak evinde gürültü patırtı sınırını zorlayan hayvanlara mesela.
Arabasının arkasına arabada bebek var yazıp, arabadaki o bebeklerinin yanında püfür püfür sigara içen hayvanlara mesela.
Kemer takamayacak yaştaki bir çocuğu ön koltukta veya torpido gözüne tutunmuş halde ayakta savunmasız bırakan ya da yoğun trafiğin ortasında kucaklarında çocukları ile araç kullanan hayvanlara mesela…
Ki onlar tehlikeli hareketleri için yaptığınız uyarılara “Sana ne, çocuk benim değil mi?” bakışıyla karşılık vererek hayvanlıklarını daha bir perçinlerler.
Şimdi biz, dişisiyle erkeğiyle sokaklardaki esas bu hayvanların toplanmalarını ve ıslah edilmelerini talep etsek çok şey mi istemiş oluruz acaba?
Bence doğaya ve topluma en zararlı olanlar bu hayvanlar olduğuna göre, olmayız herhalde…