EkoDoku Sürdürülebilir Yaşam Kooperatifi üyesi kadınlar tarafından üretilen barış ipeği, Antalya’da düzenlenen YÖREX’te tanıtıldı. Koza içindeki tırtıl veya kelebeğin fırınlanarak ölmesine yol açan “böcek boğma” yönteminin aksine kelebeğin ördüğü kozayı delip dışarı çıkmasını sağlayarak canlılara zarar vermeden oluşan kozadan elde edilen, şiddet içermeyen, ekolojik ve sürdürülebilir yöntemle üretilen ipekler stantlarda yer aldı. Ekodoku Sürdürülebilir Yaşam Kooperatifi Başkanı Esra Üzel Yüncüler, “Ekodoku, sosyal kooperatif olarak kuruldu. Ankara merkezli, Hatay’da şubesi olan, 5-6 farklı ilde ortaklarımızın olduğu, Türkiye’ye katma değer oluşturmak amacıyla kurulmuş kooperatiftir. Kar amacı gütmüyor, sürdürebilir yaşamı, sağlığı, çevre dostu olmayı amaçlayan bir kooperatif. Emekleme dönemindeyiz ama üretime başladık. A’dan Z’ye kadın emeği var. Böcek boğma yöntemi olmadan yünlerimizi üretiyoruz. Üretimi ağırlıklı olarak Hatay’da, dokumayı da Ankara’ya taşıdık. Evlerde el tezgahı ile dokunuyor” dedi.
‘ŞİDDETSİZLİK SAĞLIK VE HUZURSUZ GETİRİR’
Bazı böceklerin ve kozanın içerisindeki kelebeklerin kelebek olmadan fırınlandığını ya da kaynar suda boğulduğunu anlatan Yüncüler, “Bizim yöntemimizde ise kelebekler kozadan çıkıp kelebek olduktan sonra yaşamaya devam ediyorlar. 2 haftalık ömürleri bizler için önemli olmayabilir ama onlar için çok önemlidir. Yaşam döngülerini tamamlıyorlar. Kozalarla bilimsel araştırmalar yürütüyoruz. Sonrasında iplik eğirmeleri yapıp, ipek ipliği elde ediyoruz. ‘Şiddetsiz ipek’ dediğimiz yöntemle elde ettiğimiz ürünleri vatandaşlarımızla buluşturuyoruz. Aslında çok sağlıklı bir ürün. Kimyasalla barışık değil. İpek böceği çok hassas bir hayvan. İlaçlı bir dut yaprağını yemez, anında hastalanır ve ölür. İpek sağlıktır. Şiddetle üretmediğiniz için size sağlık ve huzur getirecektir. Medikalden tutun da, perdeler, ev tekstili, kıyafet gibi pek çok alanda kullanılıyor. Avrupa’da, Amerika’da, Kanada’da çok yaygın. Onlar da barış ipeği arıyorlar” diye konuştu.
Ekodoku’da tamamen kadın emeğinin olduğuna dikkat çeken Esra Yüncüler, “Ortak olan 10 kadın var ama tedarik zinciri ve tarım alanını da eklersek 100 kadının emeğinin olduğunu söyleyebiliyoruz. Çalışma alanında faaliyet gösterenlerin yüzde 80’i
kadın. Dokuma tezgahlarında kadınlarımız var. Bizler kadınlar olarak pazarlama alanındayız” ifadelerini kullandı.
‘İHRACAT POTANSİYELİNE ULAŞAMIYORUZ’
Norveç, Danimarka, İngiltere gibi ülkelerden talepler olduğunu söyleyen Yüncüler, şöyle konuştu:
“Talep var ama üretim bandımızı belli bir düzeye getirmeden o potansiyele ulaşamıyoruz. Pazar var ama üretimimiz o düzeyde değil. Önce dut ağaçlarına ihtiyaçlarımız var. Meyveli olmayan dut ağaçlarının ilaçsız bölgelerde olması lazım. 12 bin ortağımızın ağacı var ama bunlar belli düzeyde iplik üretimine yeterli oluyor. Çin’den, Tayland’dan ipek getirip barış ipeği yapamayız. A’dan Z’ye güçlendirme yapmamız lazım. Şiddetsiz ipek (barış ipeği) denilen yöntem, dünyada bilinen ve uygulanan yöntem. Çıkış yeri Hindistan, o yüzden biz patentini alamayız. Amacımız geniş kitlelere duyurmak, ihracatımızı yapmak. Hindistan’ın pazarında boşluğu var, biz o boşluğu doldurmayı başarabilirsek Türkiye’nin adını şiddetsiz tekstil, sürdürülebilir tekstil, sıfır atık yaklaşımı ile tanıtabiliriz.”